Gözden kaçırmayın

Amorium Antik Kenti’ndeki kazı çalışmaları sürüyorAmorium Antik Kenti’ndeki kazı çalışmaları sürüyor

Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Mühendislik Fakültesi Elektrik Mühendisliği Bölümü ile Güneş ve Rüzgâr Enerjisi Uygulama Araştırma Merkezi tarafından 11-13 Ocak 2024 tarihlerinde gerçekleştirilecek 8. Yenilenebilir Enerji Sistemleri Kış Okulu “Yapay Zeka” temasıyla başladı.
İbrahim Küçükkurt Konferans Salonunda başlayan 8. Yenilenebilir Enerji Sistemleri Kış Okulunun açılışına; Afyonkarahisar Vali Yardımcısı Uğur Kolsuz, AKÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Şuayıp Özdemir, Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Bekir Yalçın, Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Yıldız, Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekan V. Prof. Dr. Tolga Ertekin, Afyon Jeotermal Turizm ve Ticaret A.Ş (AFJET) Genel Müdürü İsmail Kara, Güneş ve Rüzgar Enerjisi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Fatih Onur Hocaoğlu ile birlikte akademisyenler ve öğrenciler katıldı.

“TÜRKİYE YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI BAKIMINDAN ÇOK ZENGİN”
Etkinliğin açış konuşmasını yapan 8. Yenilenebilir Enerji Sistemleri Kış Okulu Düzenleme Kurulu Başkanı ve AKÜ Mühendislik Fakültesi Elektrik Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Fatih Onur Hocaoğlu, yenilenebilir enerji sistemlerinin yaygınlaştığını ve verimlerinin arttığını belirtti. Hocaoğlu, “Yenilenebilir enerji kaynakları çevre dostu ve sürdürülebilir enerji kaynakları olarak bilinmektedir. Türkiye yenilenebilir enerji kaynakları bakımından çok zengin bir potansiyele sahiptir. Rüzgar, güneş, hidroelektrik, jeotermal ve biokütle gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının toplam kurulu gücü 2023 yılı içerisinde 100 gigawattı aşmış durumdadır. Hükümetimizin yenilenebilir enerji kaynaklarının geliştirilmesi, kullanımının yaygınlaştırılması için attığı önemli adımlar neticesinde 2023 için yenilenebilir enerjinin kurulu gücünün 300 gigawatta ulaşması hedeflenmiş durumdadır” diye konuştu.

“ENERJİ TASARRUFUNDA BİLİNÇLİ OLMALIYIZ”
Yenilenebilir enerjinin sürdürülebilir kalkınması için herkese sorumluluk düştüğünü kaydeden Hocaoğlu, “Bu sorumlulukların başında enerji tasarrufu gelmektedir. Bu hafta Enerji Haftası olarak değerlendirilmektedir ve bu kapsamda Türkiye’nin farklı yerlerinde çok sayıda etkinlik organize edilmiş durumdadır. Enerji tasarrufu konusunda bilinçli olmamız sorumluluklarımızın başında oldukça önem arz ediyor. Çünkü en önemli kaynağın tasarruf edilen ve verimli kullanılan kaynak olarak karşımıza çıktığını görüyoruz. Enerji tasarrufu, yenilenebilir enerji kaynaklarının da daha verimli kullanılmasıyla sağlanıyor. Bu anlamda bu kaynakların teknolojilerinin gelişmesi ve verimliliklerinin artmasını biz de bu alanda çalışmalar yapan akademisyenler olarak takip ediyoruz. Bu teknolojilerinin ilerlemesine de katkı sağlamaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

“YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI ÇEVREYİ KİRLETMİYOR”
Toplumda özellikle güneş panelleri üretilirken atmosfere salınan karbon miktarının fazlalığı ile ilgili yaygın ve yanlış bilgiler olduğunu dile getiren Hocaoğlu, şunları söyledi: “Yenilenebilen enerji kaynaklarının tartışılmaya henüz başlayan önemli problemleri var. Yenilenebilir enerji kaynakları bahse konu olunca ilk akla gelen enerji kaynağı güneş enerjisidir. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de güneş enerji kaynaklarını oldukça sık kullanıyoruz ve giderek yaygınlaşmaktadır. Bu sistemle elektrik enerji kaynağı üreten sistemlere de güneş enerjisi sistemleri diyoruz. Bu genel itibariyle silisyum kristallerinden üretiliyor. Silisyum kristalleri de temel olarak bildiğimiz üzerine güneş ışının düşmesi sonucunda elektrik enerjisini üretiyor. Sonrasında alternatif enerjiye dönüşerek evlerimize kadar ulaştırılıyor. Toplumda özellikle güneş panelleri üretilirken atmosfere salınan karbon miktarının fazlalığı ile ilgili yaygın ve yanlış bilgiler olduğunu fark ettik. Bu kapsamda yaptığımız incelemelerde güneş panelinin üretiminden kaynaklanan karbon emisyonlarının panellerin kullanım ömrü boyunca üretilen enerji miktarına kıyasla nispeten oldukça küçük olduğu sonucunu elde ettik. Örneğin bir kristal silikon paneli üretimi, panelin kullanım ömrü boyunca üreteceği enerjisinin sadece yaklaşık yüzde 1’ine karşılık gelen karbon emisyonu üretebiliyor. Bu anlamda yenilenebilir enerji kaynaklarının özellikle güneş enerjisinin çevreyi kirletme noktasında bir katkısı bulunmuyor.”

“GELİŞEN TEKNOLOJİ ÇEVREYİ KİRLETME RİSKİ BARINDIRIYOR”
Gelişen teknolojinin çevre kirliliği adına çok önemli bir risk taşıdığını kaydeden Hocaoğlu, güneş panellerinde bulunan kimyasal maddelerin çevre ve insan sağlığına etkisi olduğunu söyledi. Hocaoğlu, konuşmasında şunları ifade etti: “Bilindiği üzere piyasada mevcut güncel güneş panelleri yaklaşık yüzde 20 civarında verime sahip. Diğer taraftan gelişen teknoloji sayesinde verimler giderek artıyor. Sahada kurulu güneş panellerinin çoğu ise ülkemizde ortalama yüzde 15 verime sahip. Daha yüksek panellerin piyasaya sürülmesi durumunda mevcut panellerin bunlarla değiştirilmesi elzem hale gelecek. Çünkü şu anda kullanılan panellerin 2 katı daha fazla enerji üreten versiyonlarını düşündüğümüzde insanlar bu panelleri daha fazla elektrik enerjisi üretmek için yenileri ile değiştirecektir. Diğer taraftan canlılar gibi her malzemede yaşlanıyor. Bu panellerde de önemli yaşlanma etkileri söz konusudur. Ülkemizde yaklaşık 12-13 yıldır güneş panelleri kullanılıyor. Bu bazı yerlerde 15-20 yıla çıkmış durumda ve paneller içinde 25-30 yıl arası ömür biçilmiş durumda. Bunu da düşündüğümüzde yakın gelecekte içlerinde cam, plastik, alüminyum, silisyumun yanı sıra kurşun, antimon gibi zehirli maddeler bulunduran milyonlarca güneş panelinin atık hale gelmesi riski ile karşı karşıyayız. Ayrıca güneş panellerinde bulunan zehirli maddelerin zamanla toprağa, bitkilere, sulara ve nihayetinde insana da ulaşacağı muhakkak bir sonuçtur. Gelişmekte olan ülkelerde henüz hiç düşünülmeyen bu konu gelişmiş ülkeler de ise sadece son yıllarda düşünülmeye başlamıştır. Hatta Japonya gibi yüksek teknolojiye sahip ülkelerde bile atıkların nasıl bertaraf edileceği bunların zararlı etkilerinin nasıl giderileceği ile ilgili planlama henüz yapılmış durumda değil. Uluslararası Yenilenebilir Enerji Kurumunun 2050 yılı için öngörüsü; 2050 yılında 78 milyon ton ağırlığa sahip hurdaya ayrılmış güneş panelinin bulunacağı tahmin ediliyor. Şu anda gelişen teknoloji sayesinde ucuzlayan ve yaygınlaşan çevreci ve sürdürülebilir olarak bildiğimiz enerji sistemleri yine gelişen teknoloji nedeniyle çevreyi önemli ölçüde kirletme riski barındırıyor.”

ETKİNLİĞİN TEMASI “YAPAY ZEKA”
2012 yılından itibaren Yenilenebilir Enerji Kış Okulu etkinliğinin sekizincisini düzenlediklerini ifade eden Hocaoğlu, “Her yıl etkinliğimiz kapsamında bir tema belirliyoruz. Bu etkinliğimizin teması ise günümüzün güncel konularından olan ‘Yapay Zeka’dır. Yapay zeka hayatımızın her noktasında var. Çalışmalarımızda ve yaptığımız işlerde çok sık gündeme geliyor. Yapay zeka teknolojileri şu an emekleme aşamasında ve kullanımı giderek yaygınlaşıyor. Biz de etkinliğimize yapay zeka sistemlerinin yenilenebilir enerji kaynakları teknolojilerinin gelişmesini nasıl katkı sağlayabileceğini değerlendireceğiz” şeklinde konuştu.

“TÜKETİLEN ENERJİNİN 1 MİLYON KATI GÜNEŞ TARAFINDAN DÜNYAYA GÖNDERİLİYOR”
AKÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Şuayıp Özdemir ise enerji sağlamanın önemine değindi. Özdemir, “Bugün üretilen enerjinin yüzde 85’i geri dönüştürülemez kaynaklardan elde ediliyor. Yüzde 15’i de geri dönüştürülebilir enerji olarak üretiliyor. Bugün tüketilen enerjinin yaklaşık 1 milyon katı güneş tarafından dünyaya gönderilmiş durumda. Biz bundan faydalanmayız. Yerin altındaki kızgın kayalardan, kaya gazından nasıl faydalanabiliriz diye çalışmalar var. Her tarafımızda enerji var. Yalnız bunları akıllı kullanmak lazım. Önce enerjimizi sağlayalım. Bazı ülkeler 50 yıl önce nükleer santral yapmışlar ve kullanıyorlar. Şimdi bize ‘bu çevreci değil, kullanmayın’ diyorlar. Çevreci olması için önlemleri alalım. Ne tür enerji varsa bunları da elde edelim” dedi.
Açış konuşmalarının ardından etkinlik; 8. Yenilenebilir Enerji Sistemleri Kış Okulu Düzenleme Kurulu Başkanı ve AKÜ Mühendislik Fakültesi Elektrik Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Fatih Onur Hocaoğlu tarafından “Güneş ve Rüzgar Enerji Sistemlerindeki Güncel Gelişmeler ve Yenilenebilir Enerji Tahmini İçin Geliştirilen Bir Aracın Yakından İncelenmesi” temalı sunum ile devam etti.

8. Yenilenebilir Enerji Sistemleri Kış Okulu; 13 Ocak 2024 Cumartesi günü “Yapay Zeka Özelinde Güneş, Jeotermal ve Rüzgar Enerjisi Sistemlerinde Yenilikçi Yaklaşımlar” başlıklı kapanış oturumu ile sona erecek.