Depremle Yaşam Panelinde konuşan Afyon Kocatepe Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Akbulut, belediye meclisinde alınan kararları değerlendirerek, Afyonkarahisar'da belli bölgelerde herkes panik içerisinde. Şimdi herkes orada rahat bir şekilde oturmuş olması gerekirdi ama şimdi herkes panik halinde ne yapacağını bilemez halde. Allah vermez bir şey olmaz inşallah sıkıntı bence de büyük dedi.
Gözden kaçırmayın
Gala gecesi lezzet şölenine sahne olduAfyonkarahisar Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Salonunda Depremle Yaşam Paneli düzelendi. Bu panelde konuşan. Afyon Kocatepe Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Akbulut, özetle şunları söyledi:
DEPREM ÖNCESİ NE YAPMAMIZ GEREKİYORDU DA YAPAMADIK
Depreme bütün felaketler gibi üç aşamada bakmak lazım. Deprem öncesi, deprem anı ve deprem sonrası. İnşaat mühendisi olarak biz bunun neresindeyiz. Biz deprem öncesindeyiz. Deprem öncesinde biz ne yapmamız gerekiyordu, ne yapamadık. Deprem sonrasında bu ülkenin bütün evlatları bütün dünyada hiçbir kimsenin, hiçbir milletin yapamayacağını yapıyorlar. Bu inanılmaz bir gurur. Dolayısıyla burada da bırakmamak lazım. Felaketin bütün yükünü depremden sonraya bırakmamak gerekiyor. Bıraktığımız zaman işin altında kalıyoruz, kalkamıyoruz bu sefer. Dolayısıyla depremden önce ne yapamadık bakmak gerekiyor.
BU ÜLKE DEPREM BÖLGESİBUNUN TARTIŞMASI YOK
Bu ülkenin dünya kurulduğundan beridir zannediyorum deprem bölgesi olduğunu, bizim bölgenin de deprem hattında olduğunu biliyoruz. Artık bunun artık tartışması yok artık. Afyonkarahisar'da daha mı az Konya'da daha mı çok bu durum böyle değil artık bu ülke deprem bölgesi
ÜLKEDE İSTATİSTİKLERE GÖRE İKİ BUÇUK SENEDE BİR DEPREM OLUYOR
İstatistiklere baktığımız zaman her iki buçuk senede bir bu ülkede deprem oluyor. Bugün orada oldu, yarın başka bir yerde oluyor. Bu ülke deprem bölgesi. Dolayısıyla biz topyekün bir karar vermemiz lazım. Burada depremle nasıl yaşarız bunun derdine düşüp bunu yapmamız lazım. Bu elbette yapılabilir ama tek bir inşaat mühendisi grubunun, müteahhitin, tek bir grubun ya da belediyenin işi değil bu bütün herkesin yapması gereken bir iş. Bir tesbih tanesi gibi düşünün tesbihinizin bir tanesini kırdığınız zaman hepsi dökülür. İşte bu da tam da böyle bir şey. Dolayısıyla bütün tesbih tanelerinin hepsi görevini yapması gerekir ki sisteminiz ayakta kalsın. Tamamı çok iyi bir tanesi görevini yapmıyorsa bitiksiniz.
AYNI HATALARI TEKRAR EDİYORUZ
Bunlar arasında kamu ve siyasette var. Siyaset derken de bir partiyi, ideolojiyi hedef almıyorum. Siyasi anlayış olarak alın. Genelde bu tür konular siyasi platformda siyasi bir anlayışla tartıştığınız zaman bağlamından çıkıyor. Bambaşka bir yere gidiyor konu uçup gidiyor. Onun için biz bilim insanları bence siyasi meselelere bu işlere sokmadan, üzerinde tartışmadan, siyasi anlayışımız ve siyasi felsefemiz olarak veya siyasi yapımız olarak sadece bugünü, yarını değil tamamını konuşarak çünkü genelde deprem devamlı oluyor aynı hataları tekrar ediyoruz.
KANUNLARIMIZ ÇOK İYİ. İYİ DE DENETLEMİYORSUNUZ Kİ
Siyaset, kamu yabancılar bunlardan bahsederken siyasi otorite diye bahsederler. Biz inşaat mühendisleri olarak bunların destekçileriyizdir ve destek veririz ama en son kararı bunlar verirler. Bunlar oyun kuruculardır. Oyun kurucu nasıl futbolda oyunun kurallarını ortaya koyuyor. Siz de oyna diyorsunuz oynuyorsunuz. Birde hakeminiz var işte hakemlik de oyun kurmakta siyasetin işidir. Siyaset bu işi çok iyi yapması lazım. Yapması yetmez denetlemesi lazım bizim kanunlarımız çok iyi. Çok iyi de denetlemiyorsunuz ki hiçbir anlam ifade etmiyor. Adam vicdanına göre yaparsa yapıyor. Yapmazsa da artık ona bırakıyorsunuz böyle bir şey olmuyor.
İMAR AFFI BANA GÖRE YANLIŞ YAPILMIŞ BİR BİNANIN AFFEDİLMESİDİR. BU DOĞRU YAPANLARI CEZALANDIRMAKTIR!
İmar affı çıkarıyoruz. İmar affı, affınıza sığınıyorum bu dönemde değil daha önceden gelen bir hastalığımız aslında. Dolayısıyla affetmek demek bana göre bir inşaat mühendisi olarak yanlış yapılmış bir binanın affedilmesi doğru yapanları cezalandırmaktır. Zımmen yaptığınız budur.
SİZ YANLIŞ YAPANI ÖDÜLLENDİRİYORSUNUZ. HATA YAPAN CEZASINI BU ÜLKEDE ÇEKMESİ GEREKİYOR
Doğru yapan insanları tekrar doğruyu yapmaya devam edin diyemezsiniz böyle bir hakkınızda yoktur. Çünkü siz yanlış yapanı ödüllendiriyorsunuz. Bunu çözmediğimiz sürece inşaat mühendisinin, müteahhitin veya bir başkasının ne yaptığı bence çok bir önemi yok. Hata yapan bu ülkede cezasını çekmesi gerekiyor Bu kadar basit
HER ŞEYİ VİCDANA AHLAKA BIRAKAMAZSINIZ KANUN GELİP HEPSİNİ DURDURMASI GEREKİR
Her şeyi vicdana ahlaka bırakamazsınız. Bir kanun gelip hepsini durdurması gerekir. Herkesten aynı vicdanı, ahlakı bekleyemezsiniz. Allah'tan korkmuyor musun diyorsun, adam korkmuyorum derse ne olacak. İşte kanunlar orada devreye girecek. Kanundan korkacaksın. Bedelini ödeyeceksin ama hata yapan herkes bedelini ödeyecek.
BU ÜLKENİN İYİLERİ ÇOK FAZLA AMA KÖTÜLERİN SESİ ÇOK ÇIKIYOR!
İsmet İnönü'nün bir sözü var bu ülkenin iyi insanları çok fazladır ama sesi fazla çıkmadığı için kötüler çok görünür der. Bu ülkenin iyileri çok fazla ama kötülerin sesi çok çıkıyor. Kötüler affediliyor diğerleri sessiz kalıyor. O nedenle af bu işte olamaz.
İMAR AFFI YAPANLAR MI SUÇLU, İMAR AFFINI TALEP EDENLER Mİ SUÇLU?
İmar affı yapıldı soru şu aslında imar affı yapanlar mı suçlu imar affını talep edenler mi suçlu. Biri de talep ediyor, affedin diyor yanlış yaptık diyor. Güneydoğu'da biz diyoruz nasıl yaptınız binayı diyoruz. Diyorlar ki hocam önce biz yapıyoruz sonra belediyeye başvuruyoruz diyor adam. Biz de oradan biraz daha farklı olabilir ama yine de çok bir fark yok aslında. Adam yapıyor ama hayır dendiği halde bile belediyedeki arkadaşlarımız, yapı denetimdeki daha sonra affedecek zaten diyor adam. Affedecekse o zaman doğruyu yapan da bu işten zararlı çıkıyor aslında.
BAZI ŞEYLERİN SİYASETE MALZEME EDİLMEMESİ, SİYASİ RANTA DÖNÜŞMEMESİ GEREKİR
O yüzden burada siyasetin çok net durması gerekir. Bazı şeylerin siyasete malzeme edilmemesi, siyasi ranta dönüşmemesi gerekir. Bunu kırmadığımız sürece yukarıdan aşağıya doğru geldiğimiz zaman aşağıdaki insanları durduramazsınız. Bence temel sorunlardan bir tanesi bu. Siyasi otoritenin belediye ve ulusal siyasetten bahsediyorum. Bunların sağlam bir şekilde durması asla siyasete malzeme edilmemesi gerekir. Bazı şeylerin çünkü insan canından daha kıymetli başka bir şey yoktur.
DEVLET BİR ARAZİDE BİNANIN YAPILMASINA İZİN VERMİŞSE SAĞLAMDIR DEMEM LAZIM
Şehir planlaması yaparken herkes diyor ki ev alırken dikkat edin. Ben standart bir adamım üniversite inşaat mühendisliği, Jeoloji mühendisliği eğitimim yok. Benden ne beklersiniz ki. Ben nesine bakayım ben giderim mutfağına tezgahına bakarım. Bir takım testler mi yapayım binada. Bu devletin, denetlemenin işi. Ben devlete güvenmem gerekir. Devlet bu binanın yapılmasına, bu arazide bina yapılmasına izin vermişse sağlamdır demem lazım. Yoksa her bina, daire alan nasıl bakacak neresine bakacak. İşte burada denetleme yine oyun kurucuların denetlemeyi sağlam bir şekilde yapıp buraya gelmesi gerekir. Aksi takdirde herkesten böyle bir şey beklenmesi mümkün değil.
BELEDİYENİN ALDIĞI KARARLAR ASLINDA YANLIŞI KABUL ETTİK, BİR SÜRÜ YANLIŞ YAPTIK DÜZELTECEĞİZ DEMEKTİR
Afyonkarahisar'da belli bölgelerde herkes panik içerisinde. Aslında hiç olmaması gerekir. Zamanla hata yapmamız gerekiyordu. Belediyemiz geçen hafta belli kararlar aldı görmüşsünüzdür. Bu ne demektir aslında yanlışlığı kabul ettiniz demektir. Bir sürü yanlış yaptık şimdi düzelteceğiz dediniz ama bu değil işte başta aldığınız kararlar doğru olması gerekirdi, değişmemesi gerekirdi. Hiçbir partiye, başkana kişiye göre değişmemesi gerekirdi. Şimdi herkes orada rahat bir şekilde oturmuş olması gerekirdi ama şimdi herkes panik halinde ne yapacağını bilemez halde. Allah vermez bir şey olmaz inşallah sıkıntı bence de büyük.
MENFAATE, PARAYA, RANT'A DAYALI KARARLAR ALIYORUZ BELEDİYELERİMİZDE
Denetleme, kanun işin bana göre hayati kısmı burada affı olmaz. Burada çok sıkı durulması gerekir. Şehir planlaması sırasında şehrin imara nereye açılacağı noktasında karar verilirken Çağlar Özkaynak hocam gibi hocaların belediyeye danışmanlık etmeli, kararlar vermeleri gerekir. Binalar yapılmadan önce bu işlerin jeofizikçilerin, jeoloji mühendisleri ile birlikte beraber karar vermesi gerekir. Nasıl karar veriyoruz menfaate, paraya, rant'a dayalı kararlar alıyoruz belediyelerimizde. Dolayısıyla bunu aldığımız zaman işin ortasında insan yok para oluyor. Para olduğu zaman da sonuç maalesef doğru olmuyor.
ARABAYI 2 YILDA BİR MUAYENEYE GÖTÜRÜYORUZ AMA BİNA NE DURUMDADIR DİYE BİR SORGULAMA YOK
Arabamızı 2 yılda bir muayeneye götürüyoruz ama bina yapıldıktan sonra hiç kimse bina ne durumdadır ne olduğu acaba diye bir sorgulama yok. Ama bana göre arabadan daha önemli sorgulamak gerekiyor. Özellikle suya doygun zeminlerde özellikle temellerinizdeki su ve rutubet sizin binanızın içerisindeki kolonları temellerinizdeki çelikleri korozyon etkisine maruz bırakıyor. Aslında siz görmüyorsunuz görmediğiniz an temelimiz yok aslında. Bunların denetlenmesi gerekir. Güneydoğu'da gördüğün en önemli şeylerden bir tanesi binaların neredeyse tamamı korozyona maruz kalmış. Gözükmüyor çekici kolona vurduğunuz zaman ses geliyor. Dolayısıyla binalarımızın işletmesi yapıldıktan sonraki takibi hayati derecede önemli.
HATAY'DA ÇALIŞAN ARKADAŞLARIMIZ DİYOR Kİ NORMAL DEPREM ETKİSİNİN 3 KATI ETKİSİ OLDU BURADA
Hatay'da bizim çalışan arkadaşlarımız diyor ki normal deprem etkisinin 3 katı etkisi oldu burada diyor. Yani biz 1 birimlik depreme göre hesap yaparken 3 birim deprem etkisi oldu. Zemine bağlı olarak bizim hesabımızın 3 katı değer çıktı diyorlar yapacak hiçbir şeyimiz yok. Dolayısıyla burada jeoloji mühendislerimizin, jeofizikçilerimizin buraya yerleşmeden önce doğru karar vermesi gerekir. Ondan sonra buraya nasıl bina yapılması gerektiğini noktasında bizim geoteknikçilerin devreye girip nasıl bir bina yapılması noktasında karar vermesi lazım. Devlet oraya demiş ki binayı yapın demiş. Büyükşehir Belediyesi imara açmış müteahhitte yapmış. Dolayısıyla burada suçlarken çok dikkatli suçlamak gerekiyor.
İNŞAAT MÜHENDİSLERİ HER YERE BİNA YAPARIZ DERLER YOK ÖYLE BİR ŞEY YAPAMAZ!
İnşaat Mühendisleri olarak biz şöyle bir havalı cümle kurarız. Biz her yere bina yaparız deriz yapamaz. Yok öyle bir şey. Malzemene, zeminine birçok faktör var. İstediğin yere istediğin gibi bir bina yapamazsın. Doğru malzemeyi, zemini bulman lazım. Zeminin doğru değilse doğru şekilde tasarım yapman lazım. O nedenle her yere biz bina yaparız lafı izim inşaat mühendislerince böyle kullanılır ama bana göre hikaye.
DOKTOR, ECZACI İÇİN BİR YETKİNLİK ARIYORSUNUZ DA MÜTEAHHİTLİK İÇİN NEDEN BİR YETKİNLİK ARAMIYORSUNUZ
Fatih Sultan Mehmet İstanbul'u fethettiği zaman bir Kanunnamesi var diyor ki tarih 1453: Her eline arşın alan gelip benim mülkümde binaya yapmaya der. Sopasını bırakmış coban, sabanını bırakmış çiftçi geliyor bina yapıyor. Yapınca da yıkılıyor işte. Nasıl Doktor, Eczacı için bir yetkinlik arıyorsunuz Müteahhitlik için neden bir yetkinlik aramıyorsunuz. Bu nasıl bir iştir Doktor bir kişiyi öldürür diyorsunuz. İnşaat mühendisi tonlarca kişiyi öldürüyor.
KİMLERİN BİNA YAPACAĞI NET BİR ŞEKİLDE BELİRLENMESİ LAZIM
Yetkinliklerin çok iyi belirlenmesi gerekir. Her önüne gelen her eline arşın alan bina yapmaya Fatih Sultan Mehmet'in kanunnamesini uygulasak bugün bu durumda olmayız. Binayı yapan cahil cesur oldu derler adam bilmiyor cesur. Bilirseniz korkarsınız yapamazsınız ama bilmeyen insanlar bu işi yapıyor. Hepimiz biliyoruz bunun için hiçbir nitelik gerektirmiyor. Bina yapmak için bu sorunun çözülmesi gerekir. Kimin bina yapacağı ve binayı yaptıktan sonra yaptığı hatalardan dolayı nasıl cezalandırılacağı ve affedilmeyeceği net bir şekilde belirlenmesi gerekir Eğer bu netleşmediği sürece söyleyeceğimiz bütün sözler boştur.
FORE KAZIK YAPTIM DİYENLER BUN DA ÇOK DİKKATLİ YAPMASI LAZIM
Siyasi otoritenin ve belediyenin zemini ve binanın yapılacağı yeri seçerken çok dikkatli olması gerektiğini söylemek gerekir. Şu denilebilir belki bu da iddialı bir laftır, zemin iyileştirmesi yapabilirsiniz. Bu da çok doğru bir şekilde yapılması gerekir. Aynı şey Afyonkarahisar'da oldu. Nerede olduğunu söylemeyeyim bir benzeri Hatay'da da oldu. Fore kazık kendini taşıyamadı aşağıya kaynadı gitti. Kendini taşıyamayan fore kazık var. Eğer sağlam bir zemine fore kazığınızda dayanmıyorsa fore kazığınız sürtünme kazığıdır. Zemin sıvılaştığı zaman suyla beraber sürtünme ortadan kalkar, kazıklarınızı aşağıya doğru gider. Binanız hatta aşağıya doğru çekmeye başlar. Onun için burada ben fore kazık yaptım diyenler bunun da çok dikkatli yapılması gerektiğini düşünüyorum. Dolayısıyla sağlam bir zemine inememişseniz Afyonkarahisar'da 180 metre deniliyor bildiğim kadarıyla. Biz bir binaya yaptık 40 metreye kadar baktık herhangi bir sağlam bir zemin yok alüvyon.
-Afyon Postası'nın Haberi.
Yorumlar
Yorum Yap